13 Ekim 2011 Perşembe

*** ÇANAKKALE ***

ÇANAKKALE SAAT KULESİ.. Sultan II. Abdülhamid döneminde 1897 yılında yaptırılmıştır. Dönemin Çanakkale İtalyan konsolosu Vitalis Gaptirole de saat kulesinin yapımına katkıda bulunmuştur. Saat Kulesi yüksek bir kare prizma şeklinde olup, Ayvalık kesme taşından yapılmıştır. İlk bölümü balkon ve diğerleri silmelerden oluşan dört bölüme sahiptir. En üstte bulunan altıgen kubbenin içindeki çanın altında ise 4 bir tarafa bakan yuvarlak kadranlı saatler mevcuttur. Çanakkale'de limanın yayında yer almaktadır. 


Bütün deniz kentleri gibi, Çanakkaledede kentin yerleşimini belirleyen deniz ve vapur iskelesidir. Arabalı vapur iskelesinin her iki yanında uzanan Kordon lokantaları, barların, kafelerin ve dinlenmek ya da Boğaz'ı seyretmek için bankların sıralandığı gezi ve eğlence alanı olarak düzenlenmiş..  


Kordon ve iskele çevresi gece ve gündüz hareketlidir. Kordondaki lokantaların büyük bölümü deniz ürünü ağırlıklıdır. her mevsim taze balık bulunur lokantalarda..  


Çanakkale'de gündoğumu.. 


Kordonboyu.. 




Geliboluya günün ilk feribotu kalkmak üzere…








Çanakkale yöresine has peynir helvası üretimi yaklasık 100 yıllık eski bir geçmise sahiptir.  


Tuzsuz taze peynirin ateste pisirilerek homojen kıvamda eritilmesi peynir helvası üretiminin en önemli asamasıdır. Ardından irmik veya un ilavesiyle kıvamlı bir yapı elde edilinceye kadar, toplam 10- 15 dakika pisirilir. Daha sonra seker katkısı yapılarak bir miktar daha pisirilmeye (3-5dakika) devam edilir.  Elde edilen peynir helvası soğutulduktan sonra yağlanmıs galvaniz tepsilere konularak 180-200’C fırında üzerleri kızarıncaya kadar tekrar pisirilir...  


AYNALI ÇARŞI... Çarşı içinde eskiden atlar için koşum ve süs eşyası yapan dükkanlar yer alıyordu. “Ayna” denilen “at gözlüklerinin” çarşıda satılmasından dolayı bir tür benzetme olarak “Aynalı Çarşı” adının kullanılmakta olduğu sanılmaktadır. Bu durumda bugün mevcut çarşının girişine yerleştirilen büyük boy aynalarının Çarşı’nın özgün yapısıyla ilgisi bulunmamaktadır.
“Çanakkale içinde Aynalı Çarşı
Ana ben gidiyom, düşmana karşı…”

Türküyü ilk kez Çanakkale Savaşlarına katılan Kastamonulu bir askerin söylediği bilinmektedir. Buradan daha Birinci Dünya Savaşı sırasında “Aynalı Çarşı” olarak anıldığı anlaşılabilir.


KİTABENİN TÜRKÇESİ...Çarşı Caddesi üzerinden yürüyerek Aynalı Çarşı yönüne ilerlendiğinde Çarşının giriş kapısının üzerinde yer alan beyaz mermer kitabe gelenleri karşılar. Üst iki satırı “talik” yazı tarzındadır. Sol alt köşede İbranice yazı yer almaktadır.


Çarşı Mart 1915’de Gelibolu çıkartması sırasında bombardıman ve yangınlarla tahrip olmuş. 1918-1921 yıllarında İngilizlerin Çanakkale’yi işgali sırasında, İngilizler atlarının barınacağı mekan olarak “Aynalı Çarşı’yı uygun görmüşler ve “ahır” olarak kullanmışlardır.
1921’den sonra bir dönem, giriş kapısı dışında büyük ölçüde yıkık kalmış ve çarşı olarak kullanılmamıştır. Resmi kayıtlarda bedesten arsası olarak yer almaktadır. Daha sonra arsaya 14 dükkan inşa edilmiştir. 


Çanakkale savaşları deyince akla ilk gelen ve bu savaşların simgesi olan kahraman Nusret Mayın gemisidir. Geminin orjinal kopyası limanda sergilenmektedir... 


7/8 Mart gece yarısından az sonra sisli bir havada Çanakkale'den ayrılan Nusret Mayın Gemisi bütün ışıklarını söndürmüş, kıvılcım atmasın diye ocaklarını bastırmışlardır. Daha önceden dökülmüş olan mayınların arasından, Nazmi Bey'in kılavuzluğunda geçerek karanlık Liman'a doğru ilerlemeyi sürdürürler. Kıyıya paralel olarak 100'er metre aralıklarla ve suyun 4,5 metre altında 26 mayın da sessizlik içinde dökülür. Görev tamamlandığında yine aynı sessizlik ve dikkatle geriye dönen Nusret Mayın Gemisi, bir savaşın kaderini değiştirecek 26 Mayınlık imzasını bırakmıştır geride.
Ertesi günlerde, Müttefikler tarafından yeni keşif uçuşları ve mayın taramaları yapılmıştır. Her nasılsa bu 26 sürpriz mayın kendilerini saklamayı başarmıştır. Hatta Karanlık Koy'da mayın bulunmadığına dair rapor veren İngiliz Pilot, bu sürpriz mayınların başarısından bir gün sonra kurşuna dizilmiştir.


2 yorum:

didem dedi ki...

Dort dortluk bir Canakkale turu. Peynirli helva hic yememistim. Her daim taze balik ne muhtesem birsey! Ne buyuk nimet. Biz burada hep donmus yiyoruz....

tülin dedi ki...

''Ben burada yaşayabilirim'' Dediğim 2.Şehir.
Hep sevmişimdir kibrit kutusu görünümlü,şeker rengi evlerini.