22 Mayıs 2012 Salı

*** ÜÇ İSTANBUL ***

Düşündüğün ışıklı bir geceyse, unut! 
Çok eski bir şarkıysa, hatırlama! 
Çocukluğunsa, bu garip akşam saatlerinde 
Gözlerinden geçen; 
Ağlama! 
Mevzu bahis o olunca İstanbul..  
Biri doğu, biri batı, bir de.. 
BENDEKİ İSTANBUL...  


Bir hükümle sürgün edileli beri İstanbul’dan 
Hangi gerçeğin kapısını çalsam yalana açıldı bahçesi... 
Yalanmış.. 
Ne sen kız kulesi gibi durabildin karşımda..
Ne ben bakabildim boğazın mavi gözleriyle sana...  


Bir sessizlik olur sonra sallanır başım..
Yakar senide sallanışım o batasıca İstanbul’da..
Adı diyorum adı batasıca İSTANBUL’da... 



Yürekce Bir Sevda benimkisi..
Tutulalı..
Hayat Zindan..
Yemek..
İçmek..
Ne mümkün..
Ancak Sarardım ve Soldum..
Bilmedilerki..
Bir İstanbul gününde..
Boğazın birazda deli halinde..
Yüreğime Yar değdi... 


Şiirlerimdeki martıyı vurdular..
Bir güzel İstanbul akşamında..
İbreti alem olsun diye.. 
Maviye kur yapmak..
Meger ne büyük günahmış... 


Şimdi iki yakasında da eksiğim İstanbul'un... 


Şu martıların semasında uçuştuğu ilahi şehri görüyormusun?
işte ona İstanbul derler! 


İstanbul'u dinliyorum, gözlerim kapalı..
Başımda eski alemlerin sarhoşluğu
Loş kayıkhaneleriyle bir yalı;
Dinmiş lodosların uğultusu içinde
İstanbul'u dinliyorum, gözlerim kapalı.. 
(Orhan Veli)


İnsanın içine saplı bıçak gibidir istanbul.. 
Çıkarsan ölürsün çıkarmasan o seni öldürür.. 
Büyüsü çekici ölümü hüzün.. 
Ama illada istanbul iki gözüm... 


Tarihin gözleri var, surlarda delik; 
Servi, endamlı servi, ahirete perdelik... 
Bulutta saha kalkmış Fatih'ten kalma kır at; 
Pırlantadan kubbeler, belki bir milyar kırat... 
Şahadet parmağıdır göğe doğru minare; 
Her nakısta o mana: Öleceğiz ne çare? 
Hayattan canlı ölüm, günahtan baskın rahmet; 
Beyoğlu tepinirken ağlar, Karaca Ahmet... 
O manayı bul da bul! 
İlle İstanbul’da bul! 
İstanbul.. 
İstanbul... 
(Necip Fazıl Kısakürek) 


Püfür püfür bir vapurun yan tarafında.. 
köprüde balık ekmek yemek.. 
dolmuşa hadi gidelim demek.. 
Şimdi İstanbul'da olmak vardı anasını satayım... 


İSTANBUL'UN GÖZLERİ.. 
Ey; gözlerine nağme okuduğum güzel..
İstanbul seni sayıklarken..
Sen kim bilir hangi rüyalarda uyuyorsun... 



İstanbul böyledir..
“Yaşanmaz burada” der..
çeker gidersin;
Üç gün geçmeden bir çocuğun renkli balonları özlemesi gibi özlersin...

11 yorum:

Adsız dedi ki...
Bu yorum yazar tarafından silindi.
Pabuç dedi ki...

Harika!..

Adsız dedi ki...

Gecen sene, bu zamanlar ben de Istanbuldayim ve deniz kenarindaki (Besiktas Ta) balonlara oglumla nisan aliyorduk.

Gokce

Meyra dedi ki...

ahh İstanbul ahhh! Aldın götürdün beni diyarlarına:) ben bu postuda şiiride pek sevdim.

Reyhan Kaderoğlu® dedi ki...

Fotoğraflara bakınca gözüm gönlüm açıldı ama, içimdeki İstanbul hasreti de büyüdü...

rebeltakipte dedi ki...

Harika fotoğraflar

didem dedi ki...

Canim Istanbul'uma az bile!!! Cok hos olmus hem yazi hem fotograflar.

mavi ada dedi ki...

Resimler mi daha güzel şiirler mi bilemedim :))

Ahmetyemekte dedi ki...

Süper bir post olmuş tebrik ederim.

Adsız dedi ki...

Ne güzel balonlar.
Renkli renkli.
Hemen beni bir yolculuğa çıkarıverdi.

Özlem dedi ki...

hem fotoğraflar hem sözler şahane...
yüreğinize sağlık...

www.mavivekirmizibalik.blogspot.com