12 Haziran 2014 Perşembe

*** BEYŞEHİR EŞREFOĞLU CAMİİ ***

1296-1299 tarihleri arasında Eşrefoğlu Beyliğinin kurucusu Seyfettin Süleyman Bey tarafından yaptırılmıştır. Beyliğin kuruluş tarihi hakkında kesin bir bilgi olmamakla birlikte 1275'li yıllarda yapıldığı tahmin edilmektedir. Eşref bey, Beyliğin kuruluş aşamasındayken vefat etmesi üzerine yerine geçen oğlu Seyfettin Süleyman bey, hem Beyliği kurduğu için hemde camii yaptırdığı için beylik ve Camii baba oğul ismiyle anılmaktadır.  




Eşrefoğlu Camii'nin UNESCO Dünya Mirası Geçici Listesi'ne girmesi için başvuru yapıldı. Eşrefoğlu Camii'nin kalıcı listeye girebilmesi amacıyla yürütülen çalışmalar devam ediyor.. 




Camii'de üç kapı 35 pencere 42 tane sütun direği ve çatı kısmında ise 480 adet kiriş vardır. Bu ağaçların hepsi Sedir ağacıdır. Camii'nin tam ortasında karlık denilen bir bölüm bulunmaktadır. Bu bölüm için iki tane rivayet vardır. 
1. Selçuklu geleneklerinin devamı olan sembolik bir avludur. 
2. Kar deposudur.  


Camii'nin Sağ ön tarafında Bey Mahfili denilen bir bölüm vardır. Bu Mahfil Sultanların, Beylerin toplantı yaptığı, iştişare sohbetleri yaptığı ve namazlarını kıldığı yerdir. 
Ahşap sütunlar sedir, başlıklar ise abanoz ağacından olup, 6 ay Beyşehir gölünün içinde yatırılarak, kimyasal kullanılmadan doğal konzerve edilmiş, 700 yıldır bir şey olmuyor.. 
700 yıl boyunca tamamen kütük sütunlar üzerinde yükselen bir eser.  
Bu ahşaplar neden bükülmez, çatlamaz, kurtlanmaz veya çürümez...


Karlık ile mihrap önü kubbesi arasındaki yüksek olan kısım ise müezzin mahfilidir. 
Bu müezzin mahfili Osmanlı döneminde 1571 tarihinde yapılmıştır. 


Camii'nin mimberi ise görülmeye değer olup, ceviz ağacından kündekari tekniği ile çivi ve tutkal kullanılmadan yapılmıştır. Mimberi yapan usta mimber kapısının hemen sağ ve sol üst köşelerine "Ameli isa" şeklinde ismini nakşetmiştir. Aynı isim Orijinal kapının üstünde de vardır. Mihrap 4,5 metre eninde 6 metre yükseklikte Selçuklu çini geleneğinin muhteşem bir örneğidir. Mihrabın kenarın da Ali İmran Suresinin 38, 39, 40, 41 ayetleri işlenmiştir. 
Ali İmran - 38 : İşte o sırada Zekeriyya Rabbine niyaz edip "Ya Rabbi," dedi, "bana Senin tarafından tertemiz, hayırlı zürriyet ihsan eyle! Şüphesiz ki Sen duaları işitip icabet edersin!" 
Ali İmran - 39 : Zekeriya mihrapta namaz kılmakta iken melekler kendisine seslenip: "Allah sana, Allah'tan bir kelimeyi tasdik edecek, hem efendi, ehm gayet zahid, hem peygamber olacak olan Yahya'yı müjdeler" dediler. 
Ali İmran - 40 : O: "Ya Rabbi," dedi, "nasıl benim çocuğum olabilir ki ihtiyalarlık başıma çökmüş, hanımım ise kısır hale gelmiştir?" Allah: "Böyle de olsa, Allah dilediğini yapar" buyurdu. 
Ali İmran - 41 : O: "Ya Rabbi, bana oğlum olacağına dair bir alâmet bildirir misin?" deyince, Allah: "Senin işaretin şudur: "Üç gün müddetle halkla işeretleşme dışında konuşmayacaksın! Rabbini çok zikret, sabah akşam onu tesbih ve tenzih et!" buyurdu. 






BEDESTEN (Çarşı)
Anadolu’da ayakta kalabilmiş en güzel bedestendir. Yanındaki Eşrefoğlu Camii’yle birlikte 1299 yılında inşa edilmiş. Kanuni Sultan Süleyman döneminde onarılmış. 
Taş ve tuğladan yapılma kubbeleri vardır.. 


TAŞ KÖPRÜ 
Yapımı da 1908-1914 yılları arasında tamamlanır ve 850000 altına mal olur. Osmanlı Devleti'nin kurduğu ilk sulama projesidir. 


Köprü aynı zamanda baraj görevi de yapar. Kuzey güney yönünde uzanır, 15 tane gözü vardır. Taş köprü 1997 de taşıt trafiğine kapatılmıştır. Regülatörden Çarşamba Çayına dökülen sular, Konya Ovası'na ulaşır. Kanal vasıtasıyla gölden ortalama 500 milyon m3 su alınmakta olup, bu suyla 70000 hektar arazı sulanmaktadır. 




Beyşehir İlçe merkezi, Beyşehir Gölünün güneydoğu kıyısında kurulmuştur. Konya-Isparta ve Konya-Antalya karayolu ilçeden geçer. İl merkezine 90 km mesafededir. 
Göl kenarında turistik tesisler vardır.

Hiç yorum yok: