20 Ağustos 2014 Çarşamba

TRABZON SÜMELA MANASTIRI

Trabzon'un güneyinde, Ziganalar'ın bir tepesinin yamacına yapışmış bir manastır harabesi vardır. Eteklerinde, ormanlar ile kaplı bir vadinin dibinde, Trabzon'a kadar uzanan Değirmen Deresi'nin kollarından biri akar. Deniz seviyesinden 1.150 m yüksekliktetir. Halk buraya kısaca Meryem Ana der. Eski Rum Ortodoks manastırı ve kilise kompleksi olup, tam adı Sumela Manastırı'dır. 


Kilisenin MS 365-395 tarihleri arasında inşa edildiği sanılmaktadır. Anadolu'da sıkça rastlanılan Kapadokya kiliseleri tarzında yapılmıştır; hatta Trabzon'da Maşatlık mevkiinde benzeri bir mağara kilisesi daha vardır. Kilisenin ilk kuruluşu ile manastır haline dönüşümü arasındaki bin yıllık dönem hakkında fazla bir şey bilinmemektedir. Karadeniz Rumları arasında anlatılan bir efsaneye göre Atina'lı Barnabas ile Sophronios adlı iki keşiş aynı rüyayı görmüşler; rüyalarında, İsa’nın öğrencilerinden Aziz Luka’ın yaptığı üç Panagia ikonundan, Meryem'in bebek İsa’yı kollarında tuttuğu ikonun bulunduğu yer olarak Sümela'nın yerini görmüşler. Bunun üzerine birbirlerinden habersiz olarak deniz yoluyla Trabzon'a gelmiş, orada karşılaşıp gördükleri rüyaları birbirlerine anlatmış ve ilk kilisenin temelini atmışlardır. Bununla birlikte manastırdaki fresklerde sıkça yer alıp, özel bir önem verilen Trabzon İmparatoru III. Aleksios'un (1349-1390) manastırın gerçek kurucusu olduğu sanılmaktadır 


Sümelaya gitmek için Trabzon veya Maçka'dan günü birlik turlara katılabilirsiniz. İlk tur saat 10:00'da baslıyor. Ormanlık ve doğal güzellikler içinde geçen bir yolculuk sonrasında  Sümela Manastırı'na ulaşıyorsunuz. Dolmuş sizi Sumela'ya en yakın noktada bırakıyor. Manastırı ziyaret ettikten sonra  patika yolu kullanıp aşağı inerek (1.2 km) hareket noktası olan, Sümela Restorant'da  saat 14:00'de buluşmak üzere geziye başlıyorsunuz.. 
Trabzon ile Sümela Manastırı 47 km mesafede olup araçla 1 saat mesafededir. Milli Paktan manastıra çıkış için 30-45 dk. patika yol yürüyüşü yada minibüslerle transfer yapılıp tepeye kadar çıktıktan sonra 10-15 dk.  


Sümelaya yaklaştığınızda fotoğraf çekmek için seyir terasında bir müddet duruyorsunuz. Bu teras Sümelayı direk karşıdan gören tek yer. Karadeniz iklimi gözönünde bulundurulursa havanın sisli ve kapalı olmaması büyük şans.. 


Manastır'a giriş 15 TL. Müze kart ve Maximum kart ücretsiz.. 


Manastır'ın girişi çok sıkı emniyete alınmış ve dar uzun bir merdivenle, son kısma erişilmesi mümkün kılınmıştır. Bu merdivenin yanında yamaca yaslanmış büyük bir su kemerinin, tesise evvelce su getirdiği anlaşılmaktadır. Eski fotoğraflarda geniş kavisli on kadar gözü ile mükemmel bir halde fark edilen bu kemer, şimdi yıkık durumdadır.. 


Kapıdan girildiğinde, kapıcı hücreleri geçildikten sonra bir merdivenden küçük iç avluya inilir. Burada merkez, solda bulunan kilise haline getirilmiş olan tabii kovuktur. Kovuğun karşısında muayyen bir düzene sahip olmaksızın inşa edilen çeşitli manastır binaları görülür. Bu avlunun sol tarafında şimdi kısmen yıkılmış ve içine moloz dolmuş bir halde, yukarıdan kayadan süzülen ve damlayan kutsal suyun toplandığı çok yeni tarihlere ait, bir şadırvan vardır. Yine sol tarafta mağaranın içine, manastırın en eski kısmı olan kilise yerleştirilmiştir. 


Manastırın, en önemli kısmı, iç avlunun bir kenarında bulunan kilisedir. Bu kilise, kutsal mağara veya kovuğun iç satıhlarının düzeltilmesi ve ağzının düz bir duvarla kapatılması suretiyle elde edilmiştir. Bu duvara bitişik, bir çıkıntı teşkil eden küçük bir Sapel vardır. Burada iç ve dış satıhlar, 18. yüzyıldan bu yana birkaç tabaka halinde üst üste Fresko resimler ile süslenmiştir. 


Kilisenin içi fresklerle kaplıdır..
Kilise içinde Meryem figürleri Gürcülerin kullandıkları Gürcü madonna şeklinde resmedilmiştir.
Asıl kilisenin apsis kısmında, güney duvarında yukarıda Meryem'in doğuşu ve mabede sunuluşu, tebliğ, İsa'nın doğuşu, mabede sunuluşu ve hayatı, altta İncilden resimler.
Güney kapısında Meryem'in ölümü ve havariler.
Kilisenin doğuya bakan yukarı kısmında 2. sırada Genesis, Ademin yaratılışı, Havva'nın yaratılışı, Tanrı'ın tembihi, İsyan (Adem ile Havva'nın yasak meyveyi yemeleri), Cennetten kovulma. 3. sırada: Dirilme, Thomas'ın şüphesi, Kabirde bir melek, Nikaia (İznik) konsili.
Apsis kısmının dışında, yukarıda Mikail, Cebrail bulunmaktadır 


Meryem Ama ve İsa freski, bu freskte İsa, Meryem Ana'nın kucağındadır. 
İsa eliyle Teslis(üçleme) Baba, oğul, kutsal ruh işareti yapmaktadır.


Fallmerayer'in 1840'ta yazdığına göre Sumela'nın gezgin keşişleri bütün Anadolu, Kafkasya, Balkanlar ve hatta Rusya'yı dolaşarak Meryem ikonasının kötü bir kopyasını satmak suretiyle para topluyorlar, bu paraları müesseselerine getiriyorlardı. Nitekim bunlardan bir tanesi, üzerinde kırk bin kuruşluk bir servet ile dolaşırken Kayseri'de öldürülmüştür. Osmanlı devleti katilleri yakalatmış, idam ettirmiş ve çalınan paraları da manastıra teslim etmişti.


Hemen hemen 1200 metre rakımlı bir noktada ve vadinin dibinde akan suyun 300 metre kadar yükseğinde, dimdik denilebilecek kadar saip bir yamacın ortalarında oldukça geniş ve yüksek bir mağara, daha doğrusu bir kovuk bu tesisin çekirdeğini teşkil etmiştir. 


18 Nisan 1916’dan 24 Şubat 1918’e kadar süren Rus işgali sırasında Maçka civarındaki diğer manastırlar gibi bağımsız bir Pontus devleti kurmak isteyen Rum milislerin karargahı olmuş, nüfus mübadelesi ile bölgedeki Hristiyanların Yunanistan'a gönderilmesinin ardından önemini yitirerek T.C. Kültür Bakanlığı tarafından yakın zamanda onarılana dek kaderine terk edilmiştir 


Mutfak 


14. yüzyılda Türkmen akınlarına maruz kalan kentin savunmasında ileri karakol görevi üstlenen manastırın statüsünde Osmanlı fethinden sonra bir değişiklik olmamıştır. Yavuz Sultan Selim'in Trabzon’daki şehzadeliği sırasında buraya iki büyük şamdan hediye ettiği bilinmektedir. Fatih Sultan Mehmed, II. Murat, I. Selim, II. Selim, III. Murad, İbrahim, IV. Mehmed, II. Süleyman ve III. Ahmed'in de manastırla ilgili birer fermanları bulunmaktadır.




Sümela Manastırı tarihi bir yapı, içinde bulunduğu doğal ortam ile, mimari özellikleri ile, tarihi ile seyretmeye doyulamayacak muazzam bir yapı. Ormanın içinde  masal diyarlarından bir yapı, masal diyarından alınıp gerçek dünyamıza kondurulmuş gibi... 

Hiç yorum yok: